Küçükçalık Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yılmaz Küçükçalık, “En önemli şey iş modeli. Şartlar değişmeyecek. Şartlara alışacağız. Sisteme alışırken iş modelini bulacağız. En karlı, en doğru, en sürdürülebilir iş bulabildiğimiz yer bizim için çözümdür” dedi.
BURSA (İGFA) – Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Tekstil Sektörü Çalışma Komitesi’nin organize ettiği “Tekstilin Bugünü ve Geleceği” konulu etkinlik BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Tekstil Sektörü Çalışma Komitesi Başkanı Veda Girgin Eroğlu açılış konuşmasında, tekstilin Bursa için sadece ekonomik olarak değil, kültürel olarak da önemli bir yeri olduğunu kaydetti. Eroğlu, sektörde yer aldığı uzun yıllar boyunca çok krizler atlattığını ancak hepsinde deniz fenerinin ışığını görmüş ve gemisini kurtarmış bir kaptan olarak kendisini tanımlarken, “Gelinen noktada artık Bursa ve Türkiye’de tekstilin geleceğini konuşur olduk. Pandemi sonrası kısa süren bir iyi dönemin ardından artık Kuzey Afrika ve Asya ülkelerine kaptırılan işleri konuşuyoruz. Umarım bu toplantıdan umutlu bir sonuç çıkar” dedi.
SEKTÖRÜN ÖNEMİ…
Toplantının moderatörü BUSİAD Avrupa Yeşil Mutabakatı Görev Gücü Başkanı Hüsamettin Çoban ise tekstil sektörünün Türk ekonomisinin temelini oluşturduğunu söyledi. Tekstilin istihdam yarattığı için çok önemli olduğunu kaydeden Çoban, katma değer yaratmada gıdanın ardından ikinci, ciro açısından ise dördüncü sırada olduğunu söyledi. Çoban şunları kaydetti:
“Türkiye GSMH’sının yüzde 6.6’sını, imalat üretiminin yüzde 15.2’sini, imalatta işgücünün yüzde 27.8’ini, toplam ihracat gelirinin yüzde 19.8’ini karşılayan bir sektörden bahsediyoruz. Dünya tekstil ihracatında Türkiye; Çin, Hindistan ve Amerika’nın ardından dördüncü sırada geliyor. Türkiye, ithalatta ise 7. sırada.”
Uluslararası bir araştırmada tekstil sektörünün kısa vadede trendlerin şöyle sıralandığını da belirten Çoban, “Belirsizliğin normalleşmesi yeni normal. Asyalıların öncülüğü, kişiselleşme, mobil platformlar, yapay zekanın yaygınlaşması ve sürdürülebilirlik, özellikle de döngüsel ekonomi” diye konuştu.
11. Kalkınma Planında tekstil sektörünün zayıf yönlerinin, “Yüksek üretim maliyeti, nitelikli ara eleman ihtiyacı, hammadde eksikliği, arge ve ürge eksikliği, üniversite sanayi işbirliği yetersizliği, küçük ölçek nedeniyle rekabet sıkıntısı” olarak sıralandığını da kaydeden Çoban, 2023 ocak haziran tekstil ihracatının, geçen yıla göre yüzde 21.22 azaldığını, SGK verilerine göre de 150 bin kişilik bir istihdam kaybı yaşandığını ve 582 işletmenin kapandığını ifade etti.
“İÇ DIŞ PİYASA AYRIMI YOK…”
Küçükçalık Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yılmaz Küçükçalık ise, dünyadaki faiz oranlarının artmasının durgunluğa neden olduğunu söyledi. Faizler aşağı indikçe işlerin rahatlayacağını söyledi.
Olayı ihracat ve iç piyasa olarak ayırmayı da doğru bulmadığını kaydeden Küçükçalık, “İç piyasa denilince koskoca bir Laleli var, AVM’lerde Araplar var. 2021’de Suudi Arabistan ekonomisi yüzde 11 büyüdü. İç pazarla ihracatı birlikte değerlendirmeliyiz” dedi.
EKOSİSTEM YARATMAK…
Ekosistem yaratmanın çok önemli olduğunu da kaydeden Küçükçalık şöyle devam etti:
“Perakendede başarılı olanlara baktığımızda o sektörün kumaşı, ipliği de başarılı. Bunların inovasyonları perakendeye kadar yansıyor. Bu ekositem içinde bir bütün var. Türkiye’de hala bir spor markası yok. Hammaddesi başarılı olanın perakendesi de başarılı oluyor.
“MALİYET İLK SIRADA DEĞİL…”
Bir ürünün satılması için önce pazara uygun ürün gerekli. Sonra o pazarda alım gücü gerekli. Maliyet sonra gelir. Önce üründe neredeyiz ona bakmamız gerekir. Hızlı modada Fas, Tunus ve Mısır’a yaptırılıyor. Ama hammaddesi Çin. Hammadde aynı ise bu iş taşınabilir elbette. Ekosistem dediğim gibi işin her tarafında olmamız gerekli.
Bursa bir cennet. Teknik olarak, bilgi olarak. Üründe hammaddeden başlayarak inovasyon yaparsak daha fazla söz sahibi oluruz.”
Türk tekstilinin kalite olarak olabileceği en iyi yerde olduğunu da kaydeden Küçükçalık, şunları söyledi:
“Verimliliğe bakmamız önemli. Kaliteli rakip çok önemli. Çünkü kaliteli bir ülke anlayışı yaratıyor. Biz bu kaliteyi dışarda nasıl yaptırabiliriz buna da bakmalıyız. İnsan gücüne ihtiyacımız var. Türk tekstili ne kadar etrafını kullanabilirse o kadar büyür. Japonya, Kore, Çin olmasa bu kadar büyür müydü?
En önemli şey iş modeli. Şartlar değişmeyecek. Şartlara alışacağız. Sisteme alışırken iş modelini bulacağız. En karlı, en doğru, en sürdürülebilir iş bulabildiğimiz yer bizim için çözümdür.”
“BURSA’NIN GENLERİNDE VAR…”
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir de, “2022 yılında tekstil ve hazır giyimde 32 milyar dolar ihracat oldu. 2 milyon da istihdam sağlıyor. Bursa’nın genlerinde var tekstil. Önce tekstil sonra otomotiv geliyor. Bursa, Türkiye rakamlarına göre azalma daha fazla. Bursa pazara çok daha duyarlı. Genişlerken de böyle. Ürün yapısı böyle Bursa’nın. İhracat rakamı tekrar düşüyor. 250 bin civarında istihdam kaybı bekliyoruz. Pazarda küçülme olacak ama çeşitlenme de olacak. İnfluencerlar, e ticaret artacak. Pazarda ticaretin şekli değişecek. Üretim, maliyet ve tüketici kaynaklı değişimler olacak” diye konuştu.
“Pazarda tüketim yavaş olunca markaların tercihi de ucuz iş gücünün olduğu yerlere gitmek oluyor diyen Gündemir, “Teknik tekstil ve dijitalleşme de önemli. İnovasyon, tasarım ve yeşil dönüşüme dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlara en hızlı uyum sağlayabilecek olan ülke Türkiye” ifadelerini kullandı. Gündemir, şunları söyledi:
“Tekstil ve hazır giyim sanayinin ilk kolu. Türkiye’nin lehine hızlı moda başladı. Pandemi öncesi artan bir hacim yakalandı. Avrupa pazarına yakın Türkiye gücünde hiçbir ülke yok. Dikim için ucuz işgücü olan yerler var ama diğer alanlarda yeterli değiller. Pazarda sadece Türkiye’nin sorunu yok. Daha ucuz ürünlere yönelme var. Onlar da uzak doğuya gidiyor. Hazır giyimde güneye kayıyor. Avrupa’nın kendi yarattığı Mısır, Fas, Tunus var.
Marka yaratmak için gayret gösteren firmalarımız var. Ancak kolay değil, Belli bir hacme ve belli bir güce ulaşması gerekiyor.”
Tekstilde ne yapılmalı sorusuna ise Gündemir, “Doğduğunda kundağa, öldüğünde kefene sararlar. O nedenle bu iş bitmez. Marka bilinirliği artmalı, eğitim modelinin sektörün iş gücü talebine göre planlanmalı, lojistik merkezlerinin hedef pazarlara göre aktif edilmesi gerekiyor, üniversite sanayi işbiliği gelişmeli, atık ve atık yönetimi düzenlenmeli. Sektörümüzü orta gelir tuzağından çekip çıkarıp katma değerli yeni ürünler üretecek bir yapıya kavuşturmalıyız” diye yanıt verdi.
“TASARIM VE PAZARLAMA…”
Kortek Mensucat Sanayi ve Ticaret A. Ş. Genel Müdürü Barış Mert ise, “Pandemide Lale Devri yaşadık, konteyner fiyatları, Avrupa’ya yakınlık nedeniyle. Fiyat odaklı müşterilerde Asya ülkelerine kaçış olabiliyor. Teknoloji odaklı ve AB regülasyonlarına odaklı olmalıyız. Sürdürülebilir tekstil hammaddelerinin kullanılmasını istiyor” dedi.
Mert, neler yapılmalı sorusuna ise, “Kalitemize inancımız tam. Tasarım ve pazarlamada daha yolumuz var. Tasarım, hız, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik var iş modelinde. Bir bütün olarak hareket etmemiz gerekli. Bu geçiş sürecinde devletin geçici yardımları olabilir” şeklinde yanıt verdi.
Toplantının sonunda katılımcılara günün anısına Çağdaş Eğitim Kooperatifi “Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına adlarına yapılan bağışın sertifikası verildi.