Mersin Büyükşehir Belediyesi, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi ile Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü bünyesinde iç ve dış paydaşların destekleriyle ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayı düzenledi.
MERSİN (İGFA) – Kongre ve Sergi Sarayı Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilen çalıştayda; MESKİ, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, MedCities ve Türkiye Akdeniz Hub’ından temsilciler yer aldı. Temsilciler; deniz ve kıyı ekosisteminin korunması için devam eden projeleri ele aldılar ve bu ekosistemi sürdürülebilir kılmak amacıyla gelecekte yapılması gereken uygulamaları aktardılar. Ek olarak çalıştayda, özellikle deniz kirliliği ile başa çıkılabilmesi ve deniz ekosistemi içerisinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan canlı türlerinin korunmasına yönelik çalışmalar da dile getirildi.
Çalıştay, 2 oturumda geçekleştirildi
Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim’in açılış konuşmasını gerçekleştirdiği çalıştay 2 oturumda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Dr. Kemal Zorlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen ilk oturumda; ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Mersin Deniz Ticaret Odası ve Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden temsilciler yer aldı.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Öğr. Üyesi Devrim Tezcan ‘Deniz Alan Planlaması ve Çözüm Önerileri’, Dr. Öğretim Üyesi Korhan Özkan ise, ‘Kıyı Ekosistem Restorasyonu’, Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde Prof. Dr. Deniz Ayaş ‘Meditterranizsyondan Tropikaliasyona: Büyük Değişim’, Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Mesut Öztürk, ‘Mersin’de Kıyı Ekonomisine İlişkin Yürütülen Çalışmalar, Çarçur Etme, Gargur Ye Projesi’ başlıklı konuları ele aldı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün İspanya ortağı Instituto de Ciencias del Mar (ICM) bünyesinde çalışan Dr. Vanessa Sarah Salovo da çevrim içi platformla çalıştaya katılarak, sürdürülebilir bir çevre deniz ekosisteminin korunmasına yönelik bilgi verdi.
Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştayın ikinci oturumunda ise; Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, deniz kirliliğinin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik Büyükşehir bünyesinde yapılan çalışmaları aktardı. Aynı zamanda MESKİ Arıtma Tesisleri Daire Başkanı Dr. Emel Deniz Avcı da Atıksu Yönetimi ve MESKİ Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu çalışmaları dile getirdi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Koray Özhan’da ‘Temiz Denizler Hedefine Yönelik İyi Uygulamalar’ başlıklı sunum gerçekleştirdi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün İspanya ortağı Instituto de Ciencias del Mar (ICM) bünyesinde Çevre Eğitmeni ve Oşinograf olarak çalışan Berta Companys Oliva, deniz ve kıyı ekosistemlerindeki biyoçeşitliliğin incelenmesi ve deniz canlılarının tanınması amacıyla hayata geçirilen MINKA uygulaması hakkında bilgi verdi.
Katılımcılar, çalıştay bitiminde deniz ve kıyı ekosistemini incelemek ve gözlem yapmak amacıyla merkez sahilinde saha çalışması gerçekleştirdi.
“Evrim: “Bu çalıştay bölgemiz için bir milat ve başlangıç olacak”
Çalıştayın açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim, önemli bir çalışma için bir araya geldiklerini ifade ederek, “Konumuz Mare Nostrum. Romalılar Akdeniz’e böyle dermiş. ‘Bizim deniz’ demek. Akdeniz’in bizim denizimiz olduğunu yeni yeni anlıyoruz. Her yıl yaklaşık 500-600 milyon insanın turizm maksadıyla akın ettiği ve kirlettiği bir deniz. Artık düzeltme ve elimizden geleni yapma zamanı geldi. Bu çalıştay bizim ve bölgemiz için sanki bir milat, bir başlangıç olacak. Bundan sonra bu çalışmaları hızlandıracağız” dedi.
Dr. Halisdemir: “24 saat sıfır taviz esaslı çalışıyoruz”
Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk ve görev alanları dahilinde sık sık denetim ve uygulama yaptıklarını belirterek, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak deniz kirlilikleriyle ilgili ihbar ve şikayetlerle ilgili bütün konulara anında müdahil oluyoruz ve çözüm üretiyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak gerekli ekipmanlarımız, deniz araçlarımız ve uzman personellerimizle denizimizin kirlenmemesi için denetimlerimize devam ediyoruz. Sorumluluk alanımızda bulunan gemileri 24 saat izleyip, takip ederek gerekenleri yapıyoruz. Özellikle yetki alanımızda bulunan katı atıkları, yüzeydeki katı atıkları ve kıyıdaki katı atıkları toplama ile ilgili birçok etkinlik yapıyoruz. Deniz süpürgesi aracımız bir günde 2 veya 3 kez çıkarak girebildiği bütün alanlarda temizlik yapıyor. Biz, 24 saat esaslı olarak çalışıyoruz ve bu çalıştığımız yerlerde sıfır taviz veriyoruz. Denetimlerimizde deniz kirliliği yaratabilecek her konuya dikkat ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Deniz kirliliğin önüne geçmek için farkındalık yaratıyoruz”
Deniz denetimleriyle ilgili şimdiye kadar 1264 adet denetim yaptıklarını ve bu denetimlerden 71’ine idari yaptırım uyguladıklarını kaydeden Halisdemir, deniz yüzeyinde çok ciddi bir atık kirliliği ile karşı karşıya kaldıklarını ve farkındalık oluşturmak için sık sık bunları sergilediklerini aktardı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ile iş birliği yaptıklarını belirten Halisdemir, deniz ekosistemini korumak adına yapay resif oluşturduklarını ifade etti.
Önümüzdeki günlerde deniz denetimlerini artırmak ve denizle ilgili faaliyetleri daha yakından izleyebilmek için SCADA merkezi kuracaklarını aktaran Halisdemir, ‘Temiz Akdeniz’ projesini de hayata geçirdiklerini belirtti. Deniz kirliliği ile ilgili en önemli etkenlerden bir tanesinin kıyı akıntıları olduğunu söyleyen Halisdemir, proje kapsamında deniz kirlilik haritası oluşturduklarını ve bu raporla birlikte özellikle deniz kirliliğine sebep olan etkenleri ve seviyelerini belirlediklerini bu sayede çözüm önerileri geliştirdiklerini ifade etti.
Tezcan: “Yerel yönetim, üniversite ve akademisyenlerle sürekli iş birliği halinde”
Mersin’in kıyı şeridinin birbirinden farklı biyoçeşitlilik içerdiğini belirten ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde Dr. Öğr. Üyesi Devrim Tezcan, merkezden uzaklaştıkça bu biyoçeşitliliğin arttığını, tahribatın da görece azaldığını dile getirdi. Deniz taşımacılığı, atık su deşarjları, kıyı dolguları, balıkçılık faaliyetleri gibi pek çok uygulamaların biyoçeşitliliği ve deniz ekosistemini etkilediğini aktaran Tezcan, “Yerel yönetimin görülen o ki, bu konuda oldukça gayreti var ve bölgedeki üniversiteler ve akademisyenlerle de sürekli iş birliği içinde” dedi.