Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları Platformu (CİSÜ) Menopoz Farkındalık Ayı dolayısıyla “Menopozu Konuşuyoruz” kampanyasına çağrı yaptı. Platform, menopozun kadın yaşamında önemli bir dönemi kapsıyor olmasına rağmen, toplumdaki önyargılardan dolayı birçok kadının menopoz hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığına dikkat çekti.
İSTANBUL (İGFA) – CİSÜ Platform Sözcüsü ve TAPV Vakfı Genel Koordinatörü Nurcan Müftüoğlu, TÜİK’e göre Türkiye’de 45 yaş üstü yaklaşık 14 milyon kadının bulunduğunu ve kadınların hayatlarının 3’te birini menopozda geçirdiğini belirtti.
Menopoz hakkında bilinenler, konuşulanlar, yazılanlar oldukça az olduğuna vurgu yapan Müftüoğlu, “Bunda hem sosyo kültürel sebepler hem de kadın sağlığının üreme sağlığına indirgenmiş olması etkili. Halbuki menopoz hormonal dengenin değişmesiyle ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal bir süreç olduğu kadar kadınların kendi bedenlerini tanıyıp, sağlıklı ilişki kurmaları gereken de bir süreç.Menopoz, tıbbi olarak bir yıl boyunca adet görmeme durumu olarak tanımlanıyor. Genellikle kadınlar 45 yaşından sonra menopoz dönemine girse de, genetik, çevresel faktörler ya da dışarıdan müdahale ile (cerrahi operasyon ile yumurtalıkların alınması vs gibi) çok daha erken yaşlarda menopoza giren kadınlar da var. Bu duruma ise erken menopoz deniyor” diye konuştu.
KADIN CİNSELLİĞİ GİBİ MENOPOZ DA KONUŞULAMIYOR
CİSÜ Platform Sözcüsü Nurcan Müftüoğlu, menopoz döneminde kadın bedeninde yaşanan kimi değişikliklerin, yaş almanın getirdiği değişikliklerle beraber geliştiğini ifade ederek, meselenin toplumsal boyutunu da vurgulayarak, “Hayatın bu döneminde yaş almanın getirdiği fiziksel/ psikolojik değişiklikler, emekli olmak, çocukların evden ayrılması, sosyal hayattan çekilme gibi sonuçlar hormonal değişikliklerle bir arada ilerliyor. Toplumda menopozun kadınlığın sonu olduğu ve cinselliği bitirdiği gibi çok sayıda yanlış inanış var. Kadın cinselliğinin yok sayılması ve utandırma, menopoza dair bu mitleri besliyor ve kadınlar rahatça menopoz deneyimlerini konuşamıyor, paylaşamıyor” dedi.
Menopozun psikolojik/fizyolojik etkilerine ilişkin östrojen takviyesi gibi yöntemlerin önerilebildiğini aktaran Nurcan Müftüoğlu,menopoz hakkında bilgilendirici kamu spotları hazırlanıp, toplu yerlerde gösterilmeli, menopoz ile birlikte yaşanan hormonal değişikliklerin sonuçları hakkında kadınların bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.
HER KADININ MENOPOZU FARKLIDIR
Müftüoğlu, menopozun çok çeşitli şekillerde deneyimlenebileceğine dikkat çekerek, genel geçer yargılardan kaçınılması gerektiğini söyledi. Menopoz dönemiyle birlikte yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, kemik ve eklem ağrıları, kemik erimesi, meme ve rahim ağzı kanseri risklerinin artabileceğini dile getiren Müğftüoğlu, “Her kadın menopozu aynı şekilde deneyimlemiyor. Örneğin menopoz döneminde yaşanan ateş basmaları, uykusuzluk, huzursuzluk halleri gibi durumları bazı kadınlar hiç yaşamayabiliyor. Menopozu nasıl deneyimlediğiniz genetik, çevresel, kültürel birçok faktöre göre değişkenlik gösterebiliyor” dedi.
Menopozun bir hastalık, korkulacak bir dönem gibi de ele alınmaması gerektiğine dikkat çeken Müftüoğlu, “Menopoz kadın bedenindeki hormonal değişikliklere bağlı yaşanan bir süreç. Bu hormonların vücuttan çekilmesi, yaş alma ile beraber kemik erimesinde hızlanma ve bazı kronik hastalıklara yatkın hale gelinmesi gibi bazı değişiklikleri de beraberinde getirebiliyor. Kalsiyum alımını ihmal etmemek, sigara ve alkol kullanımını azaltmak, bol bol egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmeye dikkat etmek, rutin sağlık kontrolleri ve mamografi çektirmek menopoz döneminde dikkat edilmesi gereken şeylerin başında geliyor” diye konuştu.