Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), artış gösteren maymun çiçeği virüsü vakaları nedeniyle acil durum ilan etti. Maymun çiçeği virüsünün belirtileri, bulaşma yolları, tedavisi ve Türkiye’de görülüp görülmediği merak konusu olurken, Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, maymun çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu.
BURSA (İGFA) – Maymun çiçeği virüsü, son günlerde Afrika’da görülme sıklığının artmasıyla beraber dünyada en çok konuşulan konulardan birisi haline geldi.
Covid-19 salgını sonrası yeni bir pandemi tehlikesiyle karşı karşıya kalan dünyada, benzer bir durum 2022 yılında da yaşanmıştı. Alınan önlemler sayesinde kontrol altına alınan salgından iki yıl sonra, bu kez de Afrika Hastalık Kontrol Merkezi’nde benzer bir acil durum uyarısı yapıldı.
Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, maymun çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu.
Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, “DSÖ, dört kriterden ikisinin geçerli olması durumunda acil durum ilan ediyor. Bunlar arasında halk sağlığına ciddi etkisi, durumun beklenmedik olması, uluslararası yayılma riski ve seyahat/ticaret üzerindeki olası etkileri bulunuyor. 2022’de Avrupa’da da görülen çiçek virüsü salgını, özellikle Nijerya’dan gelen yolcularla ilişkilendirilmişti. Amerika Birleşik Devletleri salgın döneminde 119 milyon dolarlık çiçek aşısı tedarik etmişti. 2022’den bu yana Afrika’da yaklaşık 40.000 vaka ve 1.500 ölüm bildirildi. Vakaların çoğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kaydedildi” dedi.
Çiçek virüsünün, pox virüs ailesinden bir DNA virüsünden olup, hayvanlar arasında da yayılabildiğini ifade eden Özsoy, konuyu “İnsana bulaşan çiçek virüsü, 1980 yılında aşılarla tamamen eradike edilen son derece tehlikeli bir hastalıktı. Ancak hayvanlardan insanlara bulaşabilen Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox) ise ilk kez 1958’de laboratuvarda tespit edilmiş ve 1970’te Afrika’da Kongo’da zoonotik bir hastalık olarak kaydedilmiştir” ifadeleriyle açıkladı.
“MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNÜN İKİ FARKLI TÜRÜ BULUNUYOR”
“Maymun çiçeği virüsünün iki farklı türü bulunuyor ve bunlar Kongo türü ile Batı Afrika türüdür. Kongo türü daha ölümcül olup yüzde 10’a varan ölüm oranına sahipken, Batı Afrika türü daha hafif seyrediyor. Bu virüs, COVID-19 gibi solunum yoluyla değil, daha çok yakın temas ve vücut sıvıları yoluyla veya cinsel temas ile bulaşıyor” diyen Uzm. Dr. Özsoy ifadelerine şu şekilde devam etti: “Halk arasında Maymun çiçek virüsü ile ilgili bazı yanlış bilgiler ve komplo teorileri de dolaşmaya başladı. Ancak bu virüs yakın temasla bulaşan bir hastalıktır ve bu hastalıktan doğru önlemlerle korunmak mümkündür. Özellikle yüksek risk gruplarına yönelik aşı ve tedavi seçenekleri mevcut. Aşısız bireyler için ise dikkatli olmak ve koruyucu önlemler almak büyük önem arz ediyor. Ülkemizde ve dünyada 1980 sonrası çiçek hastalığının eradike edilmesi nedeniyle durdurulan aşılama sebebiyle bu tarihten önce aşılanan kişiler için bulaş söz konusu değildir. Ancak yüksek riskli kişiler için halihazırda kullanılmakta olan aşı ve antiviral ilaçlar mevcuttur” dedi.
“BÖLGEMİZ VE ÜLKEMİZ İÇİN BİR SALGIN RİSKİ KESİNLİKLE YOKTUR”
Dr. Özsoy, “Bu tür salgınlar ırk veya bölge fark etmeksizin herkesi etkileyebilmektedir. Şu anki salgın Afrika’da. 2022’deki salgın Avrupa’da, 2003’teki salgın ise Amerika’daydı. Ancak şu an için bölgemiz ve ülkemiz için bir salgın riski kesinlikle yoktur. Reyting amaçlı halk arasında panik yaratmaya yönelik sansasyonel haberlere özellikle sosyal medyada çıkan haberlere kesinlikle itibar etmemek gerekiyor. Pandemi planlanıyor, kurgu, film gibi söylemlere kesinlikle itibar edilmemelidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“ÜLKEMİZDE ŞU AN İÇİN VAKA GÖRÜLMÜŞ DEĞİLDİR”
Virüslerin milyarlarca yıldır gezegenimizde yer aldığını ifade eden Nev Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, “Virüsler doğanın bir gerçeğidir. Virüsler var olmaya ve salgınlar yapmaya da devam edecekler. Ayrıca ayrı bir safsata ise Kovid hastalığı için üretilen Sinovac aşısında maymun hücrelerinin kullanıldığı ve hastalığın oradan özellikle yayıldığı saçmalığıdır ki, bunun bilimsel bir dayanağı olmadığı gibi akıl ve mantıkla bağdaşır bir yanı da yoktur. Sinovac aşısı ilk defa Kovit salgınında üretildi, maymun çiçeği virüsü ise yıllar önce ilk defa 1953 senesinde tanımlandı ve ilk hastalık 1970 yılında zoonotik yani hayvandan geçen bir hastalık olarak ortaya çıktı. Bilim ve mantığa dayalı bilgilendirme ve önlemlerin salgınların etkisini azaltmada en önemli araçlardan biri olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Ülkemizde şu an için Sağlık bakanlığımızın açıkladığı gibi vaka görülmüş değildir, Maymun çiçeği hastalığı ile ilgili özel bir durum ya da risk söz konusu değildir” dedi.