Malatya Hakimbey Apartmanı’nda 79 insan niye öldü?
6 Şubat depremlerinin Malatya’da simge binası olan Hakimbey Apartmanı’nın serüvenini belgeleriyle Mahir Temur ortaya çıkardı.
Mahir Temur/ Kayisihaber.com (MALATYA)
Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin acısı yüreklerde tazeliğini koruyor. 11 ilde büyük yıkıma yol açan ve 50 binin üzerinde vatandaşın hayatını kaybettiği deprem felaketinden en çok etkilenen illerden birisi de Malatya oldu.
Malatya’da yer alan Hakimbey Apartmanı’nda ikamet eden 79 yaşamını yitirme öyküsünü Kayısıhaber Genel Yayın Yönetmeni Mahir Temur ortaya çıkardı.
İşte o yazı
“Millet olarak “unutkan” olduğumuz için 8 ay önce tamamen ihmalden çöken Hakimbey Apartmanı’nı unutmuş olabilirsiniz. 6 Şubat sabahı Hakimbey Apartmanı A Blok’ta 79 kişi daha yatağından kalkmadan göçük altında kalıp can verdi.
Kaç aydır üzerinde çalıştığım bu olayda 79 kişinin depremden dolayı değil tamamen ihmalden dolayı öldüğünü düşünüyorum artık.
Gelin size bugün 6 Şubat depremlerinden sonra tüm ülkenin adını ezbere bildiği Hakimbey Apartmanı’nın dramatik hikâyesini anlatayım.
Devam eden Savcılık soruşturmasında 70 sayfalık ifadeleri, bilirkişi raporlarını, 2020’de yaşanan Sivrice depremi sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün raporunu, sayısız yetkili ile yaptığım görüşmeleri, o apartmanda vefat edenlerin yakınları ile görüşmelerimi ve ismini vermek istemeyen haber kaynaklarımdan aldığım bilgileri bu yazımda tüm açıklığıyla paylaşacağım.
1975 DEPREM YÖNETMELİĞİNE GÖRE YAPILDI
1997 yılında Mehmet Buyruk caddesinde 7 katlı ve 30 daireden oluşan Hakimbey Apartmanı’nın inşaatına müteahhit Hasan Sırma başlar.
Projeyi çizen inşaat mühendisi Bülent Yeroğlu’dur. Mimarı ise 2002-2010 yılları arasında Malatya Mimarlar Odası Başkanlığı yapan Abdurrahman Yavuz’dur. O tarihlerde yapı denetim kanunu olmadığı için binanın fenni mesulu de Yavuz’dur.
Bina 1975 deprem yönetmeliğine göre yapılır.
1999 yılının kasım ayında bina daire sahiplerine teslim edilir ama binanın tam kabulü 2000 yılında gerçekleşir.
Bina aslında ön cepheden baktığınız zaman 6 kat, arka cepheden baktığınız zaman 7 kat olarak gözükür.
Mehmet Buyruk Caddesi’nden yani ön cepheden baktığınız zaman binanın zemin katında kapalı otopark vardır. Otoparkın altında ise kapıcı dairesi ile beraber 3 daire vardır.
Binada ayrıca 4 daire dublekstir. Toplamda kapıcı dairesi ile beraber 30 daire vardır.
TARİH: 24 OCAK 2020
Hakimbey Apartmanı’nın akıbeti 24 Ocak 2020 tarihinde Sivrice depreminden sonra alınan kararlarla değişir.
Sivrice depreminde Malatya sanıldığı gibi az yara almaz.
Malatya Valiliği’nin o tarihlerde açıkladığı rakamlar değişkenlik gösterir. Önce 7 bin binanın ağır hasarlı olduğu ifade edilir ama 2020’nin Mart ayında 4 bin 947 binanın ağır hasarlı olduğu açıklanır.
Hakimbey Apartmanı’nda önce korku sarar çoğu sakini. 4 gün boyunca kimse apartmana girmez.
Ama maalesef bazı apartman sakini insanlar binalarının sağlam olduğunu düşünür.
Bu kısımda birçok iddia var.
İlk gelen yetkili kişiler, zemin kattaki asansör etrafındaki çatlaklar nedeniyle binanın diğer bölgelerine bakmadan “Bu bina ağır hasarlıdır” dediği iddia edilir.
Ama maalesef iddia edilen bu rapor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nde yok.
Çünkü ismini vermek istemeyen yetkili kaynaklarım önce ağır hasar sonra orta hasar ve en sonunda bu binanın “hasarsıza” çevrildiğini söylediler.
Fakat iddia diyemeyeceğimiz bazı gelişmeler yaşanır.
24 Ocak depreminden 2 gün sonra Hakimbey Apartmanı’nda oturan Gülen Öner, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne bir dilekçe yazar.
“İkamet ettiğimiz aşağıda açık adresini belirttiğimiz apartmanımızda ve dairemizde 24.01.2020 tarihinde meydana gelen depremde hasarlar ve çatlaklar oluşmuştur. Bu nedenle evimizde ikamet edemiyoruz. Hasar tespiti için yerinde testlerin yapılması için arz ederiz” diye yazmış Gülen Öner.
32 yaşındaki Gülen Öner, yukarıda paylaştığım “29541” sayılı dilekçede bir not düşmüş:
“Evde kalamıyoruz. Gelindiğinde yukarıdaki numaramdan iletişime geçilmesini rica ediyoruz” demiş.
Gülen Öner ve ablası Fatma Öner 2 ay boyunca evlerine giremez.
6 Şubat 2023 sabahı iki kardeş de göçük altında kaldı. Tam 9 gün sonra cansız bedenlerine ulaşıldı.
Peki Sivrice depreminden 2 gün sonra yani 26 Ocak 2020’de açık bir şekilde kendi apartmanında testler isteyen rahmetli Gülen Öner’e ne zaman cevap vermiş Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü?
Skandallardan bir tanesi burada yaşanıyor.
Tam olarak kaç kez gelindiği belli olmamakla beraber Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nde kayıtlı bir tane rapor var.
30.05.2020 tarihinde kurum bir rapor düzenlemiş.
Gülen Öner’in verdiği dilekçeden tam 124 gün sonra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü “Hasarsız” raporu veriyor.
Üstüne bu raporda açık bir şekilde “hasara itiraz yoktur” deniliyor!
Sizce bu bir hata mı yoksa bilerek yapılan bir yanlış mı?
(Bu yanlış 79 insanın ölümüne sebep olmuş olabilir)
2020 yılında, Hakimbey Apartmanı’nda Ocak ile Mayıs arasında birçok şey yaşanıyor.
İddialar korkunç seviyede!
Mesela Hakimbey Apartmanı’nın kapıcısı var. 6 Şubat depremlerinden sonra soruşturma sonrasında ifadesine ulaştım.
Kendisi Sivrice depreminden sonra elektriği, doğalgazı ve suyunun apartman sakinleri tarafında ödendiği kapıcı dairesinden çıkıp Özalper mahallesinde bir binaya kiraya çıkıyor ama Hakimbey’de kapıcılığa devam ediyor.
Ücret ödemediği bir daireden niye çıktı bu kapıcı?
Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadede, Sivrice depreminden sonra zemin katta bir dairenin kolonlarında çatlakların görüldüğünü, giriş kattaki merdivenlerde birkaç fayansın düştüğünü söylemiş. Ama Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün bu çatlakların sıva çatlağı olduğunu söylediğini de belirtmiş.
Mesela ben rahmetli Gülen Öner’in erkek kardeşi Yunus Öner ile görüştüm.
Gözyaşları eşleğinde bir görüşme yaptık.
Yunus Öner aynen şunları söyledi:
“Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Sivrice depreminden sonra dışardan ekipler kurmuştu. Hakimbey Apartmanı’na gelen ilk ekibin binaya girer girmez binanın ağır hasarlı olduğunu, bina girişindeki hasarlardan dolayı detaylı incelmeye dahi gerek olmadan ağır hasar olduğunu belirttiğini ben etrafımdan bizzat duydum. Ve işin garip tarafı, oradan kendisine birkaç daire sahibi tarafından tepki gösterildiğini de duymuştum. Bu aldığım duyumları herkes biliyor. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü bu raporu sümenaltı edip hasarsız diye rapor düzenlediğini bugün kime sorarsan sana söyler” dedi.
Sadece bu bilgiler ışığında çok net bir soru sormak istiyorum.
Deprem nedeniyle binanın boyasında, sıvalarında ve duvarlarında oluşan ince çatlaklar ile duvarlardan düşen sıvaların olduğu binalara “az hasarlı” deniyor.
Bırakın duvarı, Hakimbey Apartmanı’nda oturanların ifadelerine göre kolonda bile ince çatlaklar olmasına rağmen nasıl “hasarsız” raporu alıyor. “Az hasar” dahi verilmeyen Hakimbey Apartmanı, 6 Şubat günü 7 saniyede nasıl yıkıldı?
7 saniye!
Şu fotoğrafa bakın lütfen:
Sivrice depreminden hemen sonra çekilen bu fotoğrafta bile en azından sadece dış cepheye bakarak “az hasarlı” deriz. Üstelik bu fotoğrafı mimar ve inşaat mühendisi arkadaşlarıma gösterdim. İkisi de sadece bu fotoğrafla “az hasarlı deriz” dedi.
Aslında skandallar silsilesi bitmedi.
TARİH 6 ŞUBAT 2023
6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de deprem meydana gelirken dakikalar “18” olmadan Hakimbey Apartmanı yıkılıyor.
7 saniyede uykudan kalkıp yatağından doğrulamadan 79 insan vefat etti.
Vefat edenlerin tüm listesini inceledim. Sivrice depreminden sonra doğan bebekler dahi göçük altında kaldı. 79 insanın büyük çoğunluğu gencecik diyebileceğimiz, daha hayatın ilk çeyreğinde bile olmayanlardan oluşuyordu.
Hakimbey Apartmanı’nda arama-kurtarma çalışmaları 11 gün sürüyor.
4’üncü veya 5’inci gün Malatya Valisi Hulusi Şahin Hakimbey enkazını ziyaret ediyor. Birçok yetkilinin de bulunduğu bu acılı ortamda Vali Hulusi Şahin, “Bu bina Sivrice depreminden sonra ağır hasar almış. Daire sahipleri şikâyet edince hasarsıza çevirmişler” tarzında bir cümle kurmuş. Şehrin mülki amiri, enkaz başında aynen bu cümleleri kurmuş. Ben bu cümleyi birkaç yetkiliden dinledim.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Şubat depreminden hemen sonra soruşturma başlatıyor.
1997 yılında binanın inşaat mühendisi Bülent Yeroğlu hemen tutuklanıyor. Binanın mimarı Abdurrahman Yavuz’a ulaşılamıyor. Yakalandığı yerde tutuklanmak üzere aranıyor halen.
Burada iki önemli konu karşımıza çıkıyor.
Biri, o dönemler şube müdürü olduğunu öğrendiğim şu anki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdür Yardımcısı Cengiz Başer, tanık sıfatıyla Cumhuriyet Savcısı Serkan Çağlar’a ifade veriyor.
Cengiz Başer ifadesinde, Hakimbey Apartmanı’nı bildiğini, Elazığ depreminden sonra bu apartmanda sonar tespit çalışması yapıldığını ve binaya itiraz olmadığı için “hasarsız” durumunun kesinleştiğini söylüyor.
İl Müdür Yardımcısı Cengiz Başer alenen yanlış ifadeler kullanıyor Savcı Serkan Çağlar’a.
Çünkü yukarıda paylaştığım dilekçede Sivrice depreminden yalnızca 2 gün sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne müracaat edilmiş. Dilekçenin sisteme kaydı yapılmış.
Üstelik aynı ifadede Hakimbey Apartmanı’na herhangi bir müracaat olmadan resen inceleme yapıldığını söylüyor.
Ablası ile birlikte rahmetli olan Gülen Öner’in 26 Ocak 2020 tarihli dilekçesi ortadayken!
Ayrıca binanın projesini çizen Bülent Yeroğlu’nun avukatı, Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe yazıyor. Sivrice depreminden sonra hasar durumunu talep ediyorlar.
Cevap aynı Cengiz Başer’in ifadesi gibi.
Bina hasarsız ve itiraz edilmedi!
Bu esnada bir gariplik daha yaşanıyor.
Savcılık, depremden 11 gün sonra Hakimbey Apartmanı’na ruhsat veren dönemin Malatya Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde çalışan 5 kişi hakkında Battalgazi Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istiyor.
Kaymakamlıktan cevap gelmeyince 4 gün sonra tekrar bir yazı yazıyor Savcılık.
Ama yine cevap verilmiyor.
Aradan neredeyse 8 ay geçmiş halen bu soruşturma izni verilmediğini söylüyor kaynaklarım.
79 kişinin 7 saniye içinde öldüğü bir ortamda bu 5 kişiye niye soruşturma izni verilmez?
İnsan hayatı bu kadar önemsiz olabilir mi?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde şube müdürü olan Cengiz Başer, Sivrice depreminden gösterdiği gayretten olacak, terfi alıyor! İl müdür yardımcısı oluyor!
Ben soruyorum bu yazıyı okuyan vicdanlı yetkililere:
Hakimbey Apartmanı’nda 79 insan nasıl öldü?
Biz buna doğal afet diyebilir miyiz?
Binanın yöneticisi Savcılığa verdiği ifadesinde Sivrice depreminden sonra binalarının hasar aldığını, 3-4 tane komşunun Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne müracaat ettiğini ve farklı tarihlerde birkaç ekibin gelip binayı incelediğini ve bir ekibe de kendisinin iştirak ettiğini söylüyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne soruyorum:
Sizin kayıtlarınızda niye sadece bir kez binaya gidildiği bilgisi var?
Binanın yöneticisi birkaç kez gelindiğini söylüyor.
Bu kayıtlar nerede?
Tüm ifadeleri okudum. Çoğunda apartman sakinleri Sivrice depreminde binalarının ağır hasar aldığı ama sonrasında “hasarsıza” çevrildiği söylemi var.
İsmini vermek istemeyen görüştüğüm yetkili kaynaklarım, Sivrice depreminden sonra 3 kez bu binanın incelendiği, ilkinde ağır, diğerinde orta ve sonuncusunda da “hasarsız” raporu verildiğini söylüyor.
Size daha belirgin bir iddiadan bahsedeyim.
Sivrice depreminden sonra kayırlarda tek rapor 30 Mayıs günü sisteme işleniyor.
Hadi birkaç gün sisteme geç işlendi diyelim.
24 Ocak depremi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün raporu arasında 120 gün var.
Buradan Cumhuriyet Savcılarımıza sesleniyorum.
24 Ocak’tan sonra Hakimbey Apartmanı’nda zorunlu deprem sigortası DASK’tan para alan daire sahipleri olduğu iddiası var.
3 bin lira ile 15 bin lira arası ödeme alanların olduğu iddia ediliyor.
Savcılık sadece bir yazıyla bu iddiayı teyit edebilir.
Bu iddia doğruysa, ilk verilen raporun ağır hasar olduğu kesinleşir! Ve denildiği gibi bu verilen ilk raporların sümenaltı edildiği ispat edilmiş olur!
Son bir bilgi paylaşmak istiyorum.
Bilindiği gibi en az 2 kişiden oluşan raportörler binayı incelerken mutlaka zeminden, bodrumdan ve ilk kattaki dairelerden fotoğraf alır.
Kolonları, kirşleri çeker.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün Hakimbey soruşturmasına sunduğu görseller dış cepheden çekilmiş fotoğraflar.
İçerden çekilmiş bir fotoğraf yok mu?
Cevaplanması gereken bi ton soru var ama ben vicdanlı bir vekil, bir bürokrat arıyorum.
79 insanın göz göre göre nasıl öldüğünün hesabını soracak, gerekirse bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirecek bir milletvekili arıyorum.
Bu milletin vergileriyle maaş alan namuslu bir bürokrat arıyorum!
1997 yılında statik projesini çizeni içeri almakla, projenin mimarına tutuklama emri çıkarmakla adalet sağlanmaz!
Hakimbey Apartmanı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü arasındaki mesafe 230 metredir.
230 metre arasında yaşanılan vicdansızlığı tek tek sıralasak il müdürlüğünü kilometrelerce geçeceği kesin gibi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün terasından gözüken Hakimbey Apartmanı’nda 79 kişi göz göre göre can verdi!