Kusursuz Kiracı 6. Bölüm ile final yaptı. Kusursuz Kiracı 6. bölüm neler oldu?
Fox TV’nin yeni sezon için büyük ümitler beslediği dizisi Kusursuz Kiracı 6. Bölümü ile final yaptı. Başrollerini güzel oyuncu Dilan Çiçek Deniz ve Serkay Tütüncü’nün oynadığı Kusursuz Kiracı fantastik hikayesiyle izleyicinin ilgisini çekmişti.
Fox TV’nin yeni sezon için büyük ümitler beslediği dizisi Kusursuz Kiracı 6. Bölümü ile final yaptı. Başrollerini güzel oyuncu Dilan Çiçek Deniz ve Serkay Tütüncü’nün oynadığı Kusursuz Kiracı fantastik hikayesiyle izleyicinin ilgisini çekmişti.
Yeni sezona iddialı projelerle girmek isteyen Fox Tv ilgi çekici fantastik konusuyla Kusursuz Kiracı dizisini izleyiciyle buluşturmuştu. Başrollerinde Serkay Tütüncü ve Dilan Çiçek Deniz’in yer aldığı dizi reyting canavarına yenik düştü. Büyük ümitler beslenen dizi dün akşam 6. bölümüyle ekranlara veda etti.
KUSURSUZ KİRACI 6. BÖLÜMÜNDE NELER OLDU?
Yakup’un ilanı aşkından sonra Necati artık onu kızının yanında görmek istememektedir. Oysa Yakup-Mona aşkında önemli gelişmeler yaşanmakta. Mona babasının kalbinde açtığı yarayı yıllar sonra ilk kez Yakup’la sağaltmaktadır. Öte yandan Mona ve Leyla geçmiş acıların pençesinde yaralarını sağaltmaya çalışırken yolları yıllar sonra ilk kez içinde büyüdükleri yetimhaneye düşer. Bu duygu yüklü ziyaret her ikisini de farklı şekillerde etkileyecektir.
KUSURSUZ KİRACI FİNAL BÖLÜMÜ FRAGMANI
KUSURSUZ KİRACI 6. BÖLÜM (FİNAL) İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…
KUSURSUZ KİRACI DİZİSİNİN KONUSU NE?
Mona bir sabah işe gitmek üzere evden çıkarken uzun süredir çekişmeli olduğu ev sahibiyle kavga eder. İşe vardığında, dün gece şehirde bir süredir olduğu gibi yine bir ev kundaklaması vakası yaşandığını öğrenir ve habere gönderilir. Olay yerinde rakip haber sitesinin muhabiri olan Yakup’la tanışır. Zıt karakterlere sahip Yakup ve Mona, mesai boyunca hemen her konuda ters düşerek didişseler de alttan alta da birbirlerinden hoşlanırlar. Ancak aynı gün içinde Mona’ nın evsiz kalmasıyla Yakup bir teklifte bulunur: Kendisi yurtdışındayken ölen dedesinden kalan bir apartman dairesi vardır. Garip bir mimariyle ikiye bölünen daire, iki ayrı kişi tarafından kullanılmaya müsaittir. Yakup Mona’ya eğer isterse evin diğer yarısını kendisine kiralayabileceğini söyler. Mona pek istekli olmasa da şimdilik daha iyi bir çözümü olmadığından teklifi kabul eder. Mona eve taşınırken apartman komşularıyla da yavaş yavaş tanışmaya başlar. Birbirlerine zerrece benzemeyen apartman komşularının neredeyse tek ortak noktası yeni kiracıya karşı takındıkları tuhaf tavırlardır. Adeta kimse Mona’yı apartmanda istememektedir. Sanki elbirliğiyle sakladıkları bir sır vardır da aralarına karışmaya gelen yabancıları tehdit olarak görmektedirler. Mona, etrafındaki olayların derinine indikçe hiç kimsenin, hiçbir şeyin ve hatta kendisinin bile göründüğü gibi, en azından göründüğü kadar olmadığını anlayacaktır. Geçmiş hayatların gölgesi bugünkü yaşantıların peşini bırakmayacak, apartmanın her katından başka bir hikâye çıkacaktır.
KUSURSUZ KİRACI DİZİSİNİN OYUNCULARI
Mona – DİLAN ÇİÇEK DENİZ
Henüz kariyerinin başlarında bir muhabir. Bir süredir İstanbul’da devam eden yangınları araştırıyor. Suçluluk duygusu çok belirgin biri olduğundan, herhangi bir konuda eksik ya da yanlış davrandığında kendisini kolay affedemiyor. Bir yetimhanede büyümek durumunda kalan Mona, hayata 1-0 yenik başlamasına rağmen; çalışmış, didinmiş, kendini yetiştirmiş, iyi bir eğitim almış ve olanaksızlıklar içinden güçlü şekilde çıkarak, kendini kurtarmayı başarmış. Dezavantajlı geçmişi hem zaafı hem de gücü olmuş. Dışarıdan güçlü, ne yaptığını bilen, hatta iş bakımından tuttuğunu koparan bir genç kadın gibi görünse de içinde yaralı, ürkek bir çocuk taşıyor. Sevilmeye aç. Ama sevildiğinde ne yapacağını pek bilemiyor. Kırılganlığa yenilmemek için, hayata karşı savunma mekanizmaları bularak büyümüş. “Hayatta ne olursa olsun kendi kendine yetilecek, kimseye fazla yaklaşılmayacak, kimseye fazla güvenilmeyecek, kimseden bir şey beklenmeyecek, kimseye yaslanılmayacak…’’
Yakup Ortaç – SERKAY TÜTÜNCÜ
Yakup hayatı dalgaya almayı bilen, hafif adımlarla ve neşe içinde yaşamayı seven biri. Gazetecilikte Mona kadar derin etik değerleri olmasa da işini severek, eğlenerek yapıyor. Yakup’un hayattaki pusulası başkalarının ne düşündüğü değil, kendi vicdanı. Bütün o hafifliğinin, rahatlığının altında, her şeyden evvel müthiş vicdanlı, şefkatli ve dürüst bir adam yatıyor. Yani Mona’nın ihtiyaç duyduğu, eksikliğini çektiği her şey onda var. Yakışıklı ve bunun da farkında. Hareketlerine bunun tatlı özgüveni sinmiş durumda. Ama asla kibirli değil. Aksine bu özgüven onun rahatlığına rahatlık kattığı için, şişinmeye ya da herhangi bir gösterişe ihtiyaç duymuyor. Hayatın her alanında klasik ve kabul görmüş beğenilere uygun olanı değil, kendine ait bir karakteri, şahsiyeti olanı, kendine özgü olanı seçip seviyor. Ailenin tek çocuğu. Annesiyle arası çok iyi olsa da babasıyla bir baba-oğul çatışmaları var. Orta ölçekli bir şirketin sahibi olan babasının arzu ettiği işadamı profiline girmek istemeyerek güzel sanatlar okumuş, sonra da yine babasının hakir göreceği, görece düşük ücretli işlere talip olmuş. Çocukken yazlarını dedesi Şuayip’in yanında geçirmiş. Dede yadigarı dediği ve alt katında oturan büyük amcası Muzaffer’i çok seviyor.