Filistin-İsrail savaşı her geçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. Özellikle İsrail işgal güçlerinin sınır ve kural tanımayan şiddeti, tarifi mümkün olmayan acıların yaşanmasına sebep oluyor. Çatışmaların geldiği noktayı ve uluslararası toplumun takındığı tutumu dış politika uzmanı Prof. Dr. İsmail Şahin, Herkes Duysun için yorumladı.
Oğuzhan Osman BİLGİN -Rüstem PEHLİVANLAR – Herkes Duysun
BURSA (İGFA) – İsrail işgal güçleri saldırılarında okul, hastane ve tüm sivil yerleşimler dahil ayırt etmeksizin adeta bir katliam hareketi yürütüyor. Bu vahşete ise uluslararası toplumun sesi ne yazık ki çok cılız çıkıyor.
Çatışmaların şu anki durumu, Türkiye’nin üstlendiği rol ve uluslararası kuruluşların bu süreçte verdiği ya da veremediği tepkileri Prof.Dr İsmail Şahin, Herkes Duysun için analiz etti.
İsrail’in ABD’den gelecek hava desteği sonrasında kapsamlı bir kara harekatına başlayacağı iddia ediliyor. Peki böyle bir kara harekatının gerçekleşme ihtimali var mı?
“KARA HAREKATI SAVAŞI İSRAİL GENELİNE YAYABİLİR”
İsrail’in Gazze’ye kara harekatı başlatma kararı alırken birçok faktörü göz önünde bulundurması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İsmail Şahin, “Öncelikle şimdiye kadar İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlar, uluslararası düzeyde çok ciddi tepkilere yol açtı. Bu nedenle Gazze’ye yönelik kara harekatı, uluslararası düzeyde eleştirilere ve diplomasi yoluyla baskılara neden olabilir. Her ne kadar Batılı ülkelerin hükümetleri İsrail’e meşruiyet kazandırma çabası içerisinde olsa da kendi kamuoyları tam olarak İsrail’i desteklemiyor. Dolayısıyla bu durum Avrupa genelinde iç huzursuzlukları tetikleyebilir.
Diğer taraftan kara harekatı, İsrail tarafında önemli kayıpları beraberinde getirebilir. Şüphesiz böyle bir gelişme, İsrail içerisinde beklenmedik protestolara, toplumsal çalkantılara ve siyasi istikrarsızlıklara yol açabilir. Savaşın İsrail’e yayılma olasılığını da dikkate almak gerekiyor.” dedi.
“ULUSLARARASI TOPLUM SINIFTA KALDI”
Uluslararası toplumun özellikle sivil katliamlarına karşı etkisiz bir politika yürütmesine dair de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. İsmail Şahin, “Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası aktörler arabuluculuk yapma, çatışmaların sonlandırılması için diplomatik çözüm yolları arama, sivillerin ve sivil altyapıların korunmasını sağlama gibi elzem konularda sınıfta kalmıştır. Uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletlere duyulan güven bir kez daha yerle yeksan olmuştur. ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya gibi Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinin Filistin meselesinde tarafsız olmadıkları, açık bir şekilde İsrail’den yana oldukları görülmüştür. Uluslararası sistemi domine eden bu devletlerin yanlı tavırları maalesef etkili bir çözümün ortaya çıkmamasının en önemli nedenidir. Bu ülkeler barış sürecini teşvik etmek ve çatışmanın çözümü için diplomatik çabaları desteklemek yerine Filistin’deki katliamlara zımnen destek sunmuştur.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da düzenlenen mitingde İsrail’e karşı en net çıkışlardan birini yapması da dikkat çekti. Bu konuda Türkiye’nin ve liderinin takınmış olduğu tavra dair de değerlendirmeler yapan Şahin, Türkiye’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri kestiğini göze aldığını vurguladı.
“İSRAİL’İN ÇATIŞMACI TAVRI ÇÖZÜMÜ İMKANSIZ KILIYOR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin Filistin-İsrail çatışması konusundaki politikalarını ve duruşunu sık sık dile getiren bir lider olduğunu belirten Prof. Dr. İsmail. Şahin, Türkiye uzun yıllardır Filistin halkının haklarını ve bağımsızlığını desteklemiş ve Filistin meselesinin uluslararası toplumun gündeminde olmasını sağlama çabalarında bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin-İsrail çatışması ve Filistin meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiği konusundaki görüşünü en üst düzeyde defalarca ifade etmiş ve uluslararası toplumu bu konuda harekete geçirmek için yoğun bir mesai harcamıştır. Ayrıca, İsrail’in Filistin topraklarına yönelik silahlı eylemlerini sert bir şekilde eleştirmiş ve Filistin halkının haklarını koruma gerekliliğini vurgulamıştır. Bu hususta İsrail’le diplomatik ilişkileri kesmeyi bile göze almıştır. Türkiye’nin bu konudaki çabalarının uluslararası toplum nezdinde Filistin meselesine dikkat çekme ve barış sürecini teşvik etme amacını taşıdığı göz ardı edilmemelidir.” dedi.
İsrail’in barıştan ve çözümden uzak eylemleri devam ettiği müddetçe Türkiye-İsrail ilişkilerinin normal ve olağan düzeyde bir seyir takip etmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Şahin şöyle konuştu:
“Erdoğan, Gazze’de yapılan katliamlara sessiz kalacak bir lider değil. Bu doğrultuda geçmişte yaptıkları ortada. Yine hem Türkiye’yi hem uluslararası toplumu hem de İslam dünyasını İsrail’e karşı harekete geçirmek için elinden geleni yapmaya çalışacaktır. Dolayısıyla şartlarda köklü değişiklikler olmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkileri gerginliklerle dolu bir dönem beklemektedir.”