Çevreci ve ekonomik olduğu belirtilen elektrikli araçların Dünya çapında yaygınlaşmasıyla birlikte yeni problemler de ortaya çıkmaya başladı.
İSTANBUL (İGFA) – Hepimiz benzinli veya dizel araçlar kullanırken son birkaç yılda hızla hayatımıza elektrikli araç gibi bir gerçek girdi. Basit bir örnekle çoğu elektrikli araç sessizliğiyle övünüyor. Yaya koruması için yapay sesler üretilse bile şehir içinde yayalar olarak nasıl bir refleks vereceğimizi halen bilmiyoruz
Geleneksel otomobillerden farklı olan lineer hızlanma ve yüksek ağırlık etkenlerini göz önünde bulundurmak gerektiğini söyleyen Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, benzinli kardeşinden ortalama 250-300 kg daha ağır olan elektrikli araçlar kazalarda yüksek ağırlıkları nedeniyle hem karşı tarafta hem de kendi karoserinde çok daha büyük hasarlara neden olduğunu söyledi. Kazaların en önemli sebebiyse kullanım alışkanlıklarından kaynaklandığını belirten Aşçı, “Birçok elektrikli araç ciddi ara hızlanma verilerine sahip. Bir diğer sorun ise bu araçların sessiz yapısı.Elektrikli araçlarda yüksek gaz tepki süresi, ani hızlanmalara neden olurken bu durum kullanıcıların daha dikkatli olmasını gerektiriyor. Ancak, bu dezavantajları dengelemek için rejeneratif frenleme sistemi gibi ek yardımcı sistemler aracın hareket enerjisini geri kazanarak elektrik enerjisine dönüştürüyor ve daha etkili bir şekilde fren yapılmasını sağlıyor.” dedi.
Batarya sebebiyle elektrikli araçların konvansiyonel araçlardan ortalama 250-300 kilogram daha ağır olduğu ortaya çıktığını ifade eden Saim Aşçı. “Elektrikli araçlarda yangın riski benzinli araçlara kıyasla daha düşük olsa daolası bir kaza anında benzinli araçlardaki kadar su tüketimi yeterli olmuyor ve batarya tutuşursa söndürmek için 10 kat daha fazla suya ihtiyaç gerekebiliyor. Yangın anında lityum-iyon bataryalar özel yağlar, solüsyonlar, battaniyelerle etkili bir biçimde söndürülebiliyor” diye konuştu.