Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) devlet üniversiteleri arasında bir ilke imza atarak, TÜBİTAK’ın desteği ile yabancı dil eğitiminde etkileşimi temel alan “HyFlex Öğrenme Modeli”ne geçti. Çevrimiçi ve yüz yüze eğitimin eş zamanlı olarak sunulduğu yapay zekâ destekli modelle, derse uzaktan bağlansa bile öğrencinin aynı öğrenme çıktısına ulaşması hedefleniyor.
BURSA (İGFA) – BTÜ Yabancı Diller Yüksekokul Müdürü (YDYO) Öğretim Görevlisi Dr. Meral Öztürk’ün yürütücülüğünü üstlendiği, Balıkesir Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden araştırmacıların da yer aldığı “HyFlex Öğrenme Ortamında Yabancı Dil Eğitimi” 19 öğrenci ile 8 hafta boyunca uygulanmaya başlandı. Öğrencilerin tercihine bağlı olarak uzaktan ya da sınıftan katılabildiği dersler “etkileşim” temel alınarak yapılandırıldı. Yapay zekâ destekli kamera sisteminin sınıftaki öğretmenin ve öğrencilerin hareketlerini anlık takip etmesi ve etkinlik tasarımında arttırılmış etkileşimi mümkün kılan dijital araçlar sayesinde öğrenci derslere uzaktan katılsa bile kendisini sınıftaki diğer öğrencilerle aynı ortamı paylaşıyor gibi hissediyor. BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan da HyFlex Sınıfı’nın konuğu olarak, yeni öğrenme modelini öğrencilerle beraber deneyimledi. Bu modelin Türkiye’de 3 vakıf üniversitesi tarafından uygulandığını ancak devlet üniversitesi olarak ve yabancı dil eğitiminde ilk defa BTÜ’nün etkileşimi temel alan HyFlex öğrenme modelini hayata geçirdiğini kaydeden Dr. Meral Öztürk, projenin TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında da desteklendiğini söyledi.
GELENEKSEL ÖĞRENME MODELİNİN ÇOK ÖTESİNDE
Güncel öğrenme modellerini tüm tabana yaymak gerektiğini aktaran Öztürk, “Geliştirilen bu öğrenme modeli, geleneksel uzaktan öğrenme modellerinin çok ötesinde, teknoloji desteği sağlanarak, etkileşim ile öğrenen merkeze alınarak tasarlanmıştır. Biz bu model ile öğrencilere esneklik getirirken, uzaktan bağlananlar ile sınıf içi öğrenenlerde aynı öğrenme çıktılarını arttırılmış etkileşimle sağlayabilmeyi hedefledik. Buna ilaveten, Yabancı Diller Yüksekokulunun öğrenme yönetim sisteminde öğrencilerin dilediği zaman erişebildiği etkinlik ve etkileşimli materyallerin yanı sıra sınıf içi eş zamanlı her iki grup öğrencinin birlikte ortak çalışabileceği dijital araçlar kullandık” diye konuştu.
“İNGİLİZCE EĞİTİMİNİ TEKNOLOJİ İLE BULUŞTURDUK”
Projenin araştırmacılarından olan Yüksekokul Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Pınar Ketancı, “Teknoloji çağındayız ve biz teknolojiyi eğitim ile bütünleştirmek zorundayız. Öğrenci telefonunu da bilgisayarı da İngilizce öğrenirken kullansın ve hepsi aynı ortamda buluşsun istedik. Öğrenirken sınıfta ya da çevrimiçi olsun aynı öğrenme çıktısına sahip olmasını amaçladık. Biz bu projeyle öğrencinin dil, sosyal ve teknolojik anlamdaki bilgi ve beceri birikimini geliştirirken, çağın gerektirdiği biçimde öğrenciyi yetiştirme yolunda da adım atmış olduk” ifadelerinde bulundu.
ÖĞRENCİLER SİSTEMDEN ÇOK MEMNUN
HyFlex sınıfı öğrencilerinden Rümeysa Akyüz “Online eğitim çok verimli olmamasıyla, dikkatinin çok çabuk dağılmasıyla biliniyor. Fakat HyFlex projesinde bize sunulan imkânlar, hocanın sınıfta olması ve ekranın bize sorunsuz yansımasıyla, eğitimimizi avantaja çeviriyor. Olumsuz hava şartlarında ya da sağlık problemi yaşayıp okula gelemediğimizde bu proje sayesinde kendimizi sınıfta gibi hissediyoruz. Bu model benim için iyi bir deneyim oldu” dedi. Öğrencilerden Berk Taha Vurgun da “Yapay zekâ destekli kameranın her açıyı taraması, aynı zamanda işlediğimiz dokümanın direkt bize yansıması ile derse uzaktan katıldığımızda kendimizi sınıfta gibi hissediyoruz. Bu dersi sınıfta aldığımızda ise oluşturulan yuvarlak masalı konsept ve etkinlikler sayesinde ise daha iyi bir etkileşim sağlıyoruz” dedi.