ASKON Konya’da ‘karbon ayak izi’ni konuştu
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Konya Şubesi “Karbon Ayak İzi?” başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. Alaz Karbon Kurucu Ortağı Ömer Arslan tarafından yapılan sunumda karbon ayak izi, iklim değişikliği, AB Yeşil Mutabakatı, İSO 14064 standartları ve yeşil enerji ile ilgili konularda bilgi verildi.
KONYA (İGFA) – ASKON Konya Şube Binasında gerçekleştirilen söyleşiye, Alaz Karbon Kurucu Ortakları Ömer Arslan, Dr. Durmuş Ali Çini ve Dr. Murat Gümüş’ün yanı sıra, ASKON Konya Şube Başkanı Atilla Sinacı, Başkan Yardımcıları, Yönetim Kurulu Üyeleri ve ASKON Konya üyeleri katıldı.
ASKON Konya Şube Başkanı Atilla Sinacı, “Bugün burada öğreneceğimiz bilgiler çok önemli ve değerli. Çünkü hepimiz iş dünyasında çeşitli yazılımlar kullanıyoruz. Tıpkı muhasebe yazılımları gibi bu yazılımlar da şirketlerimizin ayrılmaz bir parçası olacak. İhracat yapılsın ya da yapılmasın en nihayetinde bu raporlar bizden istenecek. Bu raporlamayı kolaylaştıracak yazılım girişimlerini de desteklemek gerekiyor.” diye konuştu.
Alaz Yazılım Kurucu Ortağı Ömer Arslan verdiği bilgilerde Milli Kalkınma Hamlesi ile tamamen yerli imkanlar kullanarak geliştirdikleri yazılım üzerinden Avrupa Yeşil Mutabakatı standartlarında raporlama yapabildiklerin söyleyerek, “1972’de BM İklim Çevre Konferansı’yla beraber hayatımıza bir iklim krizi tanımı ve küresel ısınma kavramı girmeye başladı. Son 15 yıldır uluslararası konferanslar daha sık düzenlendiği için artık bu kavramları daha sık duyar olduk. 2015’de Paris İklim Sözleşmesi ile uluslararası standartlar kabul edildi. 2021’de ise Avrupa Yeşil Mutabakatıyla beraber yönetmelikler oluşarak yaptırımlar söz konusu oldu.” dedi. Avrupa’da 2026 yılına kadar İSO 14064 standartlarında raporlama yapılmak üzere çalışmaların başladığını aktaran Arslan, “ Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile birlikte artık Yeşil Ekonomi Modeli’ne geçilmesi, enerji tüketimimizi Temiz Enerji Kaynakları’ndan karşılanarak bu alana yatırım yapılması hedefleniyor. Üç aylık periyotlarda alınan raporlar Avrupa’daki alıcıya sunularak denetlemelerde kullanılması sağlanıyor. Böylece gerekli standartlar tutturulduğunda herhangi bir vergilendirme ya da yaptırım ile karşı karşıya Kalınmamış oluyor.” dedi.
Başta çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik sektörlerini kapsayan yaptırımların zamanla tüm sektörleri de etkileyeceğinden bahseden Arslan, “Yönetmelikte temel altı sektörden bahsediliyor fakat söz gelimi Avrupa’da çimento sektöründeki bir firma sizden makine ya da makine parçası alıyorsa kendi raporunu oluşturabilmesi için sizin de raporunuza ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla tüm sektöreler 2026’dan sonra bu raporlamayı yapmak zorunda kalıyor. 2026 yılına kadar oluşturulacak veri tabanı ile firmaların sektörüne göre emisyon sınırları belirlenecek. Bu sınırların aşılması ile de ciddi vergilendirmelere tabi tutulacak. Bizim bakanlıklarımızın da vergilendirme ile alakalı çeşitli çalışmaları var. Bu çalışmalar tamamlanınca kendi sistemimiz ile yola devam edeceğiz.” dedi.